ERDAL AYRANCI: Hep barikatın başında!
Sevgili
Erdal; cesur, atak ve bonkör kardeşim. Herşey dostluk ve dostların içindi
yaşam felsefende. Bir de kızım Zeynep'in. Azgın, gözü dönmüş canilere
karşı diğer arkadaşlarını, dostlarını korumak için merdiven baçında
kendini öne attın, barikat kurup yiğitçe direndin; atılan taşlarla
yaralandın. Âma yangın aniden sarınca yarana merhem olamadık.
Sevgili
Asaf, siz dalton kardeşler(!) hep sakallıydınız. Hepiniz sanatçıydınız.
Başkentte, sanat çevresinde tanınıyor ve seviliyordunuz. Ama doğrusu kimse
miliyetimizi merak etmiyor, sormuyordu, sizlerin de öyle bir sorunu yoktu.
Gazeteci dostunuz, Hasan Uysal yarenlik olsun diye senin ve Çerkes'in Kürt
olduğunuzu topluluklarda söylüyor, espriler üretiyordu. Sivas'a gitmeden
kısa bir süre önce Kardelen'de ona "Yav Hasan'cığım ne güzel Türk gibi
geçinip gidiyorduk, senin neyine gerek kürt olduğumuz" dediğinde çok
gülüşmüştük.
Ey
zalimler, dört yüz yıl önce de Pir Sultanı asmadan taşladınız.
Zihniyetiniz, kininiz ve yöntemleriniz değişmemiş. Yakmadan önce
canlarımızı yine aynı Sivas'ta sekiz saat taşladınız, yaktınız. 'Hem de',
İslamiyet adına, Allah adına, Muhammed adına, Şeriat adına, Hizbullah,
Rabıta ve Suudi namına. Ve bu devlet, zorunlu askerliğini yaptığımız,
vergilerle ayak tuttuğumuz bu devlet, yangını seyretmedi, teşvik etti,
destek verdi güç verdi yobaz canilere. Ve bu devlet yobazların tırnağına
zarar gelmesin istedi, sonuç aldı. Başbakan "Halkımıza birşey olmamıştır,
devlet oradadır diyerek yobazlara, karanlık güçlere, devlet içinde devlet
olan güçlere moral verdi.
Yüreğimiz
otuz üç yerinden yanıyor. Semah dönen tiyatro oynayan kızlarımız,
oğullarımız, kardeşlerimiz, Sanatçılarımız, yazar-çizerlerimiz. And olsun
ki, önümüzdeki yıl daha görkemli daha çok katılımlı şenliğimizi yapacağız.
Semah döneceğiz, tiyatro oynayacağız, paneller yapacağız, kitaplar
imzalayacağız, sergiler açacağız. Kurban pilavları yiyeceğiz. Düşmana inat
sizlere saygı için.
Hepinizi
çok özledim şimdiden.
Çok
öpüyorum; sevgiyle
RIZA AYDOĞMUŞ