HANDAN METİN: Tüm güzellikleri toplayıp uzun bir yola çıktın"
HANDAN'A,
Handanım!
Düzenlediğin odada, masanın baçındayım. Resmine bakıyorum. Boğazıma
düğümlenen ağlama isteğini yutkunarak yazmaya çalışıyorum.
Biliyorum
senin için söylenecek her şey artık yetersiz kalacak. Birlikte yirmi
yılımızı geçirdik ama geriye dönüp baktığımda sanki hiç tanımamış hiç
görmemiş gibiyim seni.
Çok sık
giysi değiştirdiğin geliyor aklıma. Bunun için komşularımız "süslü"
derlerdi sana. Günde birkaç defa giysi değiştirmek için üzerine su
döktüğünü ya da bilerek kirlettiğini bilirdik.
Seni
tanıyanlar "Nasrettin Hoca" yakıştırmasını yapmışlardı. Hazır cevaptın.
Kırmadan halk tabiriyle "lafı gediğine oturtmayı" bilirdin.
Dar gelirli
memur bir ailenin birbirine sıkıca bağlı dört çocuğundan birisiydin.
Muş
öğretmen Lisesinde bir yıl okudun, başarılı bir öğrenciydin. Seni
yanımıza, Ankara'ya istedik birbirimize daha sıkı kenetlenelim diye.
Liseyi Hasanoğlan Öğretmen Lisesinde bitirdin.
Azimliydin,
Orta Doğu Teknik Üniversitesinin Biyoloji bölümünü kazanmıştın. Gönlümüzde
yatan arslan ise mimarlıktı.
Kararlıydın
pratik zekalıydın. Her türlü eşya tamirinden, biçki dikişe kadar elinden
gelmeyen yoktu. Ne çok konuşacak sözün vardı ama hep az konuşmayı
yeğledin. Sanki bize "ben az söyleyeyim siz çok anlayın" der gibiydin. İyi
bir gözlemciydin. Espiriliydin.
Özledim
seni. O merdivenleri patır patır inişini... Özledim her okul dönüşü uyuyup
uyandıktan sonra uyku mahmuru gözüme kapıya çıkışını özledim. İpek
saçlarını özledim.
30 Haziran
akşamı aramızdan ayrıldın. Veda etmedim sana geri döneceksin diye.
2 Temmuz
gecesi tüm güzelliklerini de toplayıp uzun bir yola çıkmaya hüküm giydin.
Handanım
Güzel insandın...
Doymadık
sana!...
Handan!...
NEREYE ?
Şehriban METİN