“HER ÖLÜM ERKEN ÖLÜMDÜR”
"Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte.
Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım.
Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir...
Üstü kalsın..."
Cemal Süreyya
Köyümden-Yöremden son üç yıl içinde bazı dostlarımı ve hemşehrilerimi kaybetmenin üzüntüsü içindeyim. Genç-yaşlı-çocuk, erkek-bayan her yaştan ve her cinsten birçok insanımızı yitirmenin acısı içindeyiz.
Sendikacı Temir Bozdağ (Gomanlı), Sendikacı Kazım Bakış (Riçikli), İş adamı Ayhan Erdoğan (Gomanlı), Memur emeklisi Yusuf Kelekçi (Axkiliseli), Memur emeklisi Erdal Kahraman (Goman-Gomik Mezrası), Kazım Derin (Kotaric Köyü Muhtarı), SSK emeklisi Yusuf Karayel (Gomanlı) ve bunların haricinde Mankranklı, Hılmanlı, Coşikli, Riçikli, Fereçli, Golanlı gibi yakın köylerimizden de onlarca insanımızı bu süre zarfında ne yazık ki yitirdik.
En son olarak da çok uzun süre birlikte arkadaşlık yaptığım yakın akrabam Erdal Kahraman’ı kaybettik. Erdal Kahraman ile Yusuf Kelekçi’nin anısına bir hatıramı buraya aktarmak istiyorum.Erdal Kahraman’ın 30 yıl önce bana söylediği şu sözlerini hatırladım; “Kendimi hiç beğenmiyordum. Bütün insanların benden daha iyi olduklarını düşünüyordum. Hatta bazen Dünya'nın en kötü insanı ben miyim? Diye kendi kendime soruyordum. Fakat, dostlarımla, arkadaşlarımla, akrabalarımla, tanıdıklarımla ve hiç tanımadığım insanlarla görüşüp, onları araştırdım. Baktım ki, bu Dünya'da yine kendimden daha iyisini bulamadım.”
Hakikaten ben de bazen rahmetli Erdal gibi düşünüyorum. Kimi zaman yaptığım hatalardan veya eksikliklerden dolayı kendimi çok suçlamışımdır. Bazen kendi kendime çok düşündüğüm de olmuştur. Yahu ben neden bu hatayı yaptım? İnsanoğlu her zaman bu tür olaylarla karşılaşabiliyor.
Erdal ile en son ölümünden önce yaklaşık olarak bir buçuk ay önce telefonla görüşmüştüm. Bana, yıllar önce ortak olarak satın aldıkları bir arsa konusunda epeyce bahsetmişti. Hatta ben biraz da kendisine şaka ile “Yahu Erdal! Sen de dedikoduyu çok seversin. Seni bilirim. Boş ver bu tür söylentileri.” Şeklinde takılmıştım. Bu tür konular özel olduğu için fazla irdelemek istemiyorum. Bizler ne yazık ki öldükten sonra dile getiriyoruz.
Rahmetli Yusuf Kelekçi’yi de geçen yıl İzmir’de kaybettik. Merhum Yusuf ve Erdal ile geçmişte çok uzun yıllar birlikte arkadaşlıklarım oldu. 1970’li yıllarında Ankara’nın Ulus Semtinde Konya Sokak’ta bulunan meşhur Yavuz Lokantasında (Hala aynı yerde faaliyette olup olmadığını bilmiyorum) ve bazen de Ankara’nın o dönemki meşhur parklarından biri olan Gençlik Parkı’nda zaman zaman bir araya gelir, birlikte demlenirdik. O tarihlerde Erdal DAYM’de, Yusuf EBK’da, ben ise Ticaret Bakanlığı’nda çalışıyordum. O zamanlar seyyar fotoğrafçılar lokantaları dolayıp şip-şak resim çekerlerdi. Birlikte çok fotoğraflar çektik.
O tarihte ben bekârdım. Genellikle hafta sonlarında adı geçen lokantalarda bir araya gelip yemek yerdik. (O yıllarda Köyişleri Bakanlığı’nda çalışan ve daha sonra trafik kazasında kaybettiğimiz yakın arkadaşım Hozatlı Hıdır Tosun’u da bu vesileyle anmak istiyorum. Eğer çocuklarına ulaşabilirsem sevgili Xıdır için de bir yazı yazmaya çalışacağım.)
“Her ölüm erken ölümdür” söyleminden hareketle, vefat eden tüm dostlarımı, arkadaşlarımı ve hemşehrilerimi saygıyla anıyor, yakınlarına ve sevenlerine bir kez daha baş sağlığı diliyorum.
MUSTAFA ELVEREN
NOT: Bu yazı 14 yıl önce Gomanweb sitesinde yayınlanmıştır. Bu defa güncellenerek tekrar yayınlıyorum.